Altın alırken akla gelen ilk soru gerçek altın nasıl anlaşılır: damga/ayar okuması, zararsız ev kontrolleri ve profesyonel ölçümlerle. Doğrulama üç katmanda ilerler: gözle kontrol ve ayar damgası (585/750/916), mıknatısla kaba eleme ve ağırlık hissi gibi evde uygulanabilir adımlar; kuyumcuda XRF analiz, asit testi ve hidrostatik yoğunluk ölçümü gibi kombine yöntemler; son olarak fatura–sertifika ve damga/fineness eşleşmesinin doğrulanması. Ayrıca masif altın ile gold plated, gold filled veya vermeil kaplama ürünler arasındaki ayrımlar da kritik; ambalaj, seri numarası ve rafineri bilgisi kontrol listesine dâhil edilmelidir. Bu rehberde sarı/beyaz/rose altın alaşımları, ayar–milliayar karşılıkları ve parça (zincir, yüzük, küpe) bazlı ipuçlarını adım adım anlatacağız.
Altın, kimyasal olarak Au (Aurum) sembolüyle tanımlanan değerli bir elementtir. Doğal hâlde yumuşak, kolay işlenebilir ve korozyona karşı oldukça dayanıklıdır. Ancak kuyumculukta kullanılan altın, saf hâliyle değil; belirli oranlarda bakır (Cu), gümüş (Ag), nikel (Ni) veya palladyum (Pd) gibi metallerle alaşım hâlinde kullanılır. Bunun nedeni, saf altının yumuşak yapısından dolayı çizilme ve şekil bozulmasına açık olmasıdır.
Kuyumculukta sıklıkla karşımıza çıkan terimler olan masif altın, gold plated, gold filled ve vermeil, ürünün altın oranı ve üretim yöntemi hakkında doğrudan bilgi verir:
Masif altın: Tamamı altın alaşımından oluşur, yüzey kaplama değildir.
Gold plated: Üzeri mikron kalınlığında altın kaplamadır, alt tabanı genellikle pirinç veya çeliktir.
Gold filled: Kaplama oranı daha yüksektir, uzun ömürlüdür.
Vermeil: Gümüş üzerine belirli kalınlıkta (en az 2,5 mikron) altın kaplama yapılmış üründür.
Ayrıca, “yatırım altını” ile “takı altını” kavramları arasında da fark vardır. Yatırım altını; külçe, gram altın veya ziynet formunda olup işçilik maliyeti düşüktür ve likiditesi yüksektir. Takı altınında ise işçilik, tasarım ve marka değeri ön plandadır.
Gerçek altın nasıl anlaşılır sorusunu doğru yanıtlayabilmek için bu temel kavramların her birini bilmek gerekir. Çünkü bir altının “gerçek” olması yalnızca kimyasal yapısına değil, üretim biçimi, damga standardı ve alaşım oranlarına da bağlıdır.
Masif altın ürünler tamamen altın alaşımından üretilirken, gold plated, gold filled ve vermeil ürünlerde yalnızca dış yüzeyde altın tabaka bulunur. Kaplama kalınlığı mikron cinsinden ölçülür:
Gold plated: genellikle 0,1–0,5 mikron, kısa ömürlüdür.
Gold filled: 5 mikron ve üzeri kalınlığa sahip olabilir, uzun yıllar dayanabilir.
Vermeil: Gümüş taban üzerine en az 2,5 mikron kaplamadır.
Kaplamalı ürünlerde, özellikle kenar ve eklem bölgelerinde aşınma görüldüğünde alt tabanın rengi belirginleşir. Bu durum, gerçek altından farkını kolayca gösterir. Masif altın ise zamanla kararmaz, aşındığında dahi alt rengini korur. Ayrıca ikinci el değerinde de fark vardır: masif altın her zaman gramına göre yeniden satılabilirken, kaplama ürünler genellikle değer kaybına uğrar.
Yatırım altını, külçe, gram veya ziynet formunda üretilen; darphane veya rafineri onaylı, genellikle 24 ayar (999 ‰) saflıkta altın türüdür. İşçilik maliyeti düşüktür, bu yüzden alış–satış makası en dar olan formdur.
Takı altını ise 22K, 18K veya 14K ayarında; model, işçilik ve estetik değer ön planda tutularak üretilen altın türüdür. Bu nedenle satış fiyatı gram bazında yüksektir; ancak geri alımda yalnızca altın içeriği üzerinden değerlendirilir.
Yatırım için külçe veya gram altın tercih edilirken, takı alımında kullanım amacı (günlük/özel gün) ve tasarım önceliklidir. Her iki tür de değerlidir, ancak doğru tercihi yapmak bütçe, kullanım sıklığı ve likidite ihtiyacına bağlıdır.
Altın dünyasında ayar ya da karat (K), bir altın ürünün içindeki saf altın oranını gösteren ölçüdür. Bu oran, hem altının saflık derecesini hem de dayanıklılık seviyesini belirler. Tam saf altın 24 ayar (24K) olarak adlandırılır ve %99,9 (999‰) saflıktadır. Fakat bu kadar saf altın, aşırı yumuşak yapısından dolayı günlük kullanımda kolayca çizilir veya formunu kaybedebilir. Bu nedenle takılarda genellikle 22K (%91,6), 18K (%75,0) veya 14K (%58,5) alaşımlar tercih edilir.
Türkiye’de kuyumculuk sektöründe ayar kavramının yanında milliayar (‰) ifadesi de sıkça kullanılır. Milliayar, 1000 üzerinden saflığı ifade eden sistemdir ve uluslararası “fineness” standardıyla aynıdır. Örneğin:
24K = 999‰
22K = 916‰
18K = 750‰
14K = 585‰
Bu değerler ürünün üzerinde genellikle küçük damgalar şeklinde yer alır. Örneğin bir yüzükte “750” damgası varsa, bu ürünün %75 saf altın içerdiği anlamına gelir.
Önemli bir karışıklık noktası, “K/kt” ile “ct” terimlerinin aynı zannedilmesidir. “K” (karat) altının saflığını belirtirken, “ct” (carat) pırlanta gibi değerli taşların ağırlık birimidir. Bu farkı anlamak, altın alırken ürün belgelerini doğru yorumlamak açısından büyük önem taşır.
Gerçek altının saflık derecesi hem görünüm hem de fiyat üzerinde doğrudan etkilidir. Bu nedenle “gerçek altın nasıl anlaşılır” sorusunu yanıtlarken ilk adım, ayar/karat ve milliayar kavramlarını doğru okumaktır.
Altının ayarı arttıkça içindeki saf altın oranı yükselir, ancak yumuşaklığı da artar.
24K (999‰): Neredeyse tamamen saf altındır. Yatırım amaçlı külçe veya gram altın formunda tercih edilir.
22K (916‰): Takılarda en yaygın kullanılan saflıktır. Hem parlak görünümünü korur hem de dayanıklıdır.
18K (750‰): Renk tonu biraz daha açık, sertlik dengesi daha iyidir. Taşlı mücevherlerde sık tercih edilir.
14K (585‰): Yüksek dayanıklılığı sayesinde günlük kullanımda idealdir; özellikle bilezik, yüzük gibi temas eden takılarda kullanılır.
Ayar düştükçe çizilme direnci ve form stabilitesi artar; ancak altın oranı azaldığından fiyat da buna göre düşer. Yani seçim, kullanım amacı ile bütçe arasında kurulacak dengedir.
Gerçek altın ürünlerde damga genellikle iç yüzey, kilit kısmı veya arka yüzey gibi fark edilmesi güç alanlarda yer alır. Bu damga, hem saflık oranını (örneğin 585, 750, 916, 999) hem de üretici atölyenin sorumluluk damgasını gösterir.
Bir altın ürün satın alırken şu adımları izlemek gerekir:
Damga net mi, silinmemiş mi kontrol edin.
Ayar değeri (K veya ‰) ürünle uyumlu olmalı.
Mümkünse aynı bilgi faturada ve sertifikada da yer almalı.
Bu işaretler, ürünün yasal standarda uygun üretildiğini ve gerçekte belirtilen oranda altın içerdiğini kanıtlar.
Kuyumculukta en sık yapılan hatalardan biri, karat (K) ile carat (ct) kavramlarını birbirine karıştırmaktır.
K (karat): Altının saflık derecesini belirtir.
ct (carat): Değerli taşların (örneğin pırlanta, safir, zümrüt) ağırlık birimidir ve 1 ct = 200 mg’dır.
Bu fark etiketlerde ve sertifikalarda çok önemlidir. Örneğin “18K altın, 0.50 ct pırlanta yüzük” ifadesinde “18K” altının saflığını, “0.50 ct” ise taşın ağırlığını belirtir.
Bu ayrımı bilmek, alışverişte doğru değerlendirme yapmayı sağlar ve ürün değerini yanlış yorumlama riskini ortadan kaldırır.
Altının rengi, yalnızca görsel bir tercih değil; aynı zamanda alaşım oranlarının bir sonucudur. Saf altın (24K) aslında yoğun bir sarı renge sahiptir. Ancak farklı metallere karıştırıldığında altının tonu, sertliği ve kullanım özellikleri değişir. Bu karışımlar, altına beyaz, pembe (rose) veya daha soluk sarı tonlar kazandırır.
Renk farklılıklarını yaratan başlıca elementler:
Bakır (Cu): Kırmızımsı, sıcak tonlar verir.
Gümüş (Ag): Sarı tonu açar, yumuşaklık kazandırır.
Palladyum (Pd) veya nikel (Ni): Beyaz ton elde etmek için kullanılır.
Bu alaşım farklılıkları sadece rengi değil, sertlik derecesini, çizilme direncini ve alerji riskini de etkiler. Örneğin beyaz altın genellikle “rodaj” adı verilen bir yüzey kaplamasıyla parlaklaştırılır. Rodaj zamanla aşınabilir, bu nedenle düzenli bakım gerekir.
Altın rengini seçerken yalnızca estetik değil; dayanıklılık, cilt uyumu ve bakım sıklığı da göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü gerçek altın nasıl anlaşılır sorusunun bir boyutu da, bu renk farklarının altındaki kimyasal yapıyı tanıyabilmektir.
Sarı altın, doğal altın tonuna en yakın olan alaşımdır. Genellikle 22K veya 18K oranlarında üretilir. Yüksek oranda altın içerdiği için rengi sıcak, parlak ve klasik bir görünüme sahiptir.
Alaşım olarak içinde bakır ve gümüş bulunur; bu karışım hem rengin dengelenmesini hem de takının daha dayanıklı hâle gelmesini sağlar. 22K sarı altın, özellikle bilezik ve yüzük gibi yoğun temaslı takılarda tercih edilir.
Ancak yüksek ayarlı sarı altınlar yumuşak yapıları nedeniyle çizilmeye daha yatkındır. Bu nedenle günlük kullanımda 18K veya 14K tercih etmek daha uzun ömürlü bir seçenek olabilir.
Zamanla altın yüzeyinde hafif matlaşma görülebilir; bu durum oksidasyon değil, yalnızca yüzey aşınmasıdır. Basit bir parlatma işlemiyle ilk günkü ışıltısına döner.
Beyaz altın, saf altına nikel veya palladyum eklenerek elde edilir. Bu metaller altına açık gri-beyaz bir ton kazandırır. Ancak doğal hâliyle tam beyaz değildir; bu nedenle son aşamada rodaj (rhodium plating) uygulanır.
Rodaj, altın yüzeye platin benzeri bir parlaklık verir ancak zamanla aşınabilir. Bu nedenle beyaz altın takılar, belirli aralıklarla yeniden rodajlanmalıdır.
Bazı kullanıcılar beyaz altını platin ile karıştırır. Ancak platin, hem daha ağır hem de çok daha pahalı bir metaldir. Gerçek beyaz altın, iç kısmında 585 veya 750 gibi ayar damgalarını taşır; bu damgalar platin ürünlerde bulunmaz.
Rodaj kaplaması cilt ile doğrudan temas etmediğinde uzun ömürlüdür. Ancak sürekli kullanımda (özellikle yüzüklerde) rodaj 6–12 ay içinde yenilenmelidir.
Rose (pembe) altın, renk tonunu içeriğindeki bakır oranından alır. 18K rose altın genellikle %75 altın, %22 bakır ve %3 gümüş içerir. Bu karışım, sıcak pembe tonuyla modern takı tasarımlarında sık tercih edilir.
Bakır oranı arttıkça renk koyulaşır; ancak bakır aynı zamanda oksitlenmeye daha yatkın bir elementtir. Bu nedenle rose altın takılar, özellikle ter ve parfümle temas ettiğinde zamanla ton değişikliği gösterebilir.
Bakımı oldukça basittir: yumuşak bezle silmek ve kimyasal temizleyicilerden kaçınmak yeterlidir. Ayrıca bazı hassas ciltlerde nikel veya bakır alerjisi görülebileceği için, bu tür alaşımlarda nikel içermeyen sertifikalı ürünleri tercih etmek önemlidir.
Kuyumcuya gitmeden önce evde uygulanabilecek zararsız altın testleri, ürünün gerçek olup olmadığı hakkında ilk fikirleri verir. Ancak bu testlerin hiçbiri %100 kesin sonuç sağlamaz; yalnızca ön eleme niteliğindedir. Gerçek altın, fiziksel ve kimyasal olarak oldukça kararlı bir metaldir; paslanmaz, kararmaz ve mıknatısa tepki vermez. Bu nedenle evde yapılacak testlerin amacı, altın olmayan metallerin elenmesini sağlamaktır.
İlk aşamada görsel kontrol yapılır. Ayar damgası, renk tonu ve aşınma noktaları dikkatlice incelenir. Gerçek altın ürünlerde damgalar genellikle kilit, iç yüzey veya halka birleşim noktalarında yer alır. Ayrıca ton farkı, homojen bir sarılık gösterir; sahte ürünlerde ise yüzeyin altında farklı bir renk tabakası görülebilir.
Bunun dışında mıknatıs testi, ağırlık hissi ve “tınlama” sesi gibi yöntemler de fikir verebilir. Ancak önemli olan, bu testleri zararsız biçimde uygulamaktır. Bazı kaynaklarda önerilen seramikle sürtme, dişleme veya sirke-alev karışımları gibi yöntemler hem ürüne zarar verir hem de yanıltıcı sonuçlar doğurur.
Evde yapılabilecek en güvenli test sıralaması şöyle olmalıdır:
Damga kontrolü (ayar, imalat, milliayar)
Renk ve ton tutarlılığı
Mıknatıs tepkisi
Ağırlık hissi ve ses testi
Eğer bu kontroller sonunda şüphe devam ediyorsa, Zaman Kuyumculuk mağazasında profesyonel testlerle doğrulama yaptırmak en güvenli adımdır.
Gerçek altın, zamanla kararmayan ve homojen bir renge sahip değerli bir metaldir. İlk adım olarak ürünün yüzeyine, kenarlarına ve özellikle klips, halka, eklem gibi sürtünmeye açık bölgelere dikkatlice bakılmalıdır.
Kaplama ürünlerde bu bölgelerde alt katman rengi (gri, bakır, gümüş tonları) fark edilir. Ayrıca damga kontrolü de büyük ipucudur: 585, 750, 916 veya 999 gibi rakamlar ürünün saflık oranını belirtir. Damga silinmiş veya okunamayacak kadar aşınmışsa, bu durum ya ürünün uzun süre kullanıldığını ya da sahte olabileceğini gösterir.
Altın, ışığı sıcak ve yumuşak bir tonda yansıtır; taklit metallerde ise bu yansıma daha parlak veya donuktur. Bu fark, özellikle gün ışığında dikkatli bir gözle ayırt edilebilir.
Altın manyetik değildir, yani mıknatıs gerçek altını çekmez. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, altının içine karışan alaşım metalleridir. Bazı 14K veya 18K ürünlerde çok az miktarda manyetik tepki görülebilir; bu, ürünün sahte olduğu anlamına gelmez.
Diğer pratik yöntem, “tınlama” testidir. Gerçek altın, hafifçe bir yüzeye vurulduğunda kısa ama derin bir ses çıkarır. Sahte veya kaplama ürünler ise daha boğuk, tok bir ses verir.
Son olarak ağırlık hissi, altının yoğunluğuna bağlı olarak güçlü bir göstergedir. Aynı boyuttaki iki yüzükten altın olanı her zaman daha ağır hissedilir. Ancak bu test deneyim gerektirir; yanlış yorumlamamak için yalnızca kaba bir fikir olarak kullanılmalıdır.
İnternette sıkça önerilen “seramikle çizme, dişle ısırma, sirke veya çamaşır suyu damlatma” gibi yöntemler hem yanlış hem de zararlıdır.
Seramik yüzey altın kaplamayı çizer ve alt tabanı ortaya çıkarır.
Dişle ısırmak, hem diş minesine hem ürüne zarar verir.
Sirke, soda veya ateş testi gibi yöntemler, kimyasal tepkime nedeniyle kalıcı renk değişimi yaratabilir.
Gerçek altını anlamanın en güvenli yolu, zararsız kontrollerden sonra profesyonel testlerle doğrulamaktır.
Evde yapılan kontroller, yalnızca ön fikir verir; kesin doğrulama için profesyonel testlere başvurmak gerekir. Bu testler, kuyumcu veya gemologlar tarafından özel ekipmanlarla yapılır ve altının kimyasal bileşimini, yoğunluğunu ve yüzey özelliklerini ölçer.
Zaman Kuyumculuk gibi profesyonel mağazalarda doğrulama süreci genellikle üç aşamalıdır:
Görsel ve damga incelemesi – Ürünün ayar, işçilik ve damga standardı kontrol edilir.
Kimyasal veya fiziksel testler – Asit, XRF veya yoğunluk ölçümleriyle metal bileşimi belirlenir.
Sonuç değerlendirmesi – Elde edilen veriler ürünün sertifikası veya beyan edilen değeriyle karşılaştırılır.
Profesyonel yöntemler, kaplama, sahte damga, düşük ayar gibi durumları kısa sürede ortaya çıkarır. Ayrıca ürün zarar görmeden yapılan temassız testler (örneğin XRF analizi) sayesinde, özellikle yüksek değerli takılarda güvenli bir inceleme yapılabilir.
Gerçek altını anlamanın en güvenilir yolu, bu testlerin birkaçını bir arada uygulamaktır. Zaman Kuyumculuk’ta her altın ürünü, asit ve XRF testleriyle doğrulanarak müşteriye teslim edilir.
Asit testi, kuyumculukta en klasik ve pratik yöntemlerden biridir. Özel test taşına ürünün yüzeyi hafifçe sürülür, ardından belirli ayara uygun asit damlatılır. Reaksiyon gözlemlenir:
Renk değişmezse ürün o ayardadır.
Renk açılır veya iz silinirse, altın oranı daha düşüktür.
Avantajları:
Uygulaması kolaydır.
Kısa sürede sonuç verir.
Dezavantajları:
Kaplama ürünlerde yanıltıcı olabilir; çünkü test yalnızca yüzeydeki altını ölçer.
Parçaya yanlış uygulanırsa kalıcı leke bırakabilir.
Bu nedenle asit testi genellikle yüzeyde görünmeyen, minik bir alanda dikkatlice yapılmalıdır. Profesyonel bir kuyumcunun gözetiminde uygulanması önerilir.
XRF (X-ray fluorescence) yöntemi, temas gerektirmeyen, modern bir analiz teknolojisidir. Cihaza yerleştirilen takıya düşük yoğunluklu X ışınları gönderilir; metal elementler bu ışınları geri yansıtır. Bu yansımanın spektral analizi sayesinde altının içeriği yüzde olarak hesaplanır.
Avantajları:
Ürüne hiçbir zarar vermez.
Altın dışında bakır, gümüş, nikel, palladyum gibi tüm elementlerin oranını gösterir.
Hızlı ve doğru sonuç verir.
Sınırlamaları:
Sadece yüzey katmanını okur. Eğer ürün kalın bir kaplamaysa, alt taban metali ölçemez.
Bu nedenle sonuç, gerekirse başka bir testle doğrulanmalıdır.
XRF cihazı özellikle yüksek değerli takılarda ve satın alma öncesi doğrulamalarda en güvenilir araçlardan biridir.
Altının yoğunluğu diğer metallerden çok daha yüksektir (yaklaşık 19,3 g/cm³). Bu nedenle hidrostatik tartım yöntemi, altının gerçekliğini anlamada etkili bir fiziksel testtir.
Testin mantığı, ürünün hem havada hem suda tartılması üzerine kuruludur. İki ölçüm arasındaki fark, malzemenin yoğunluğunu verir. Bu değer 19,0–19,5 g/cm³ aralığındaysa ürün büyük olasılıkla gerçektir.
Ancak dikkat edilmesi gereken noktalar:
Zincir gibi içi boş ürünlerde hata payı artar.
Ürün üzerindeki taşlar veya lehimler sonucu etkileyebilir.
Bu yüzden hidrostatik test genellikle XRF veya asit testiyle birlikte uygulanır.
Son yıllarda yaygınlaşan elektronik altın test cihazları, altının iletkenlik ve direnç (rezistans) değerlerini ölçerek ayar tahmini yapar. Cihazın probu ürüne dokundurulur, mikro akım gönderilir ve geri dönüş ölçülür.
Avantajları:
Hızlı, zararsız ve tekrarlanabilir sonuç verir.
Rodajlı veya taşlı takılarda da yüzeysel analiz mümkündür.
Dezavantajları:
Kaplama veya rodaj tabakası ölçümü yanıltabilir.
Cihazın kalibrasyonu doğru yapılmazsa sonuç sapabilir.
Bu nedenle profesyonel testlerde genellikle XRF + asit + yoğunluk kombinasyonu tercih edilir. Böylece hem yüzey hem iç yapı birlikte değerlendirilir.
Altın ürünlerinin her biri – zincir, bilezik, yüzük, küpe veya kolye – farklı yapısal özelliklere sahiptir. Bu nedenle, gerçek altın nasıl anlaşılır sorusunun yanıtı ürüne göre değişiklik gösterebilir. Çünkü her parça türü, farklı noktalardan aşınır, farklı bileşimlerle üretilir ve bu da sahte veya kaplama ürünlerin tespitini kolaylaştırır.
Örneğin zincirlerde klips ve eklem bölgeleri, yüzüklerde iç kısım, küpelerde ise iğne ve kilit kısımları genellikle en kritik kontrol alanlarıdır. Bu bölgelerde kullanılan lehim, rodaj veya farklı alaşım metaller, bazen ürünün tamamından farklı bileşenlere sahip olabilir.
Zaman Kuyumculuk’ta yapılan profesyonel kontrollerde her ürün parçası ayrı ayrı incelenir. Bu sayede yalnızca yüzey değil, tüm yapı boyunca homojen altın oranı tespit edilir. Çünkü bir zincirin klipsi farklı bir metalden üretildiyse, bu parça XRF testinde anında ortaya çıkar.
Her ürün tipi için dikkat edilmesi gereken başlıca ipuçlarını aşağıda bulabilirsiniz.
Zincir ve bilezikler, birden fazla halkadan ve bağlantı noktasından oluşur. Bu nedenle test sırasında özellikle klips, eklem ve lehim noktalarına dikkat edilmelidir.
Gerçek altın zincirlerde:
Klips genellikle aynı alaşımdan yapılır, yani 585 veya 750 damgası zincirle aynıdır.
Yüzeydeki renk tonu tüm bağlantılarda homojendir.
Klipsin iç kısmında veya kenarında ayar damgası bulunur.
Kaplama zincirlerde ise genellikle klips farklı metaldir ve kısa sürede kararma başlar. Ayrıca halkalar arasındaki renk farkı gözle fark edilebilir hâle gelir.
Profesyonel testlerde klips kısmı ayrıca analiz edilir. Bu sayede zincirin tamamı altın mı, yoksa yalnızca dış yüzeyi mi kaplama, kesin biçimde anlaşılır.
Yüzükler, özellikle taş yuvası, kanal (channel) veya prong (tırnak) kısımlarında farklı alaşımlarla üretilir. Bunun nedeni, bu bölgelerin sertliğe ve form dayanımına daha fazla ihtiyaç duymasıdır.
Gerçek altın yüzüklerde:
İç yüzeyde net bir ayar damgası bulunur (örneğin 585 veya 750).
Renk ve parlaklık yüzük boyunca tutarlıdır.
Rodaj varsa, genellikle tüm yüzeyi kaplar ve homojen görünür.
Sahte ürünlerde damga baskısı silik veya hatalıdır; bazen damga sahte biçimde basılmış olabilir. Ayrıca taşlı yüzüklerde taş yuvasının altındaki metalin rengi, genellikle gerçeği ele verir — eğer alt tabanda gri ya da bakır tonlar varsa, bu ürünün kaplama olma ihtimali yüksektir.
Zaman Kuyumculuk’ta taşlı ürünlerin alt taban alaşımları da XRF analizine tabi tutulur; böylece sadece yüzey değil, taş altı bölgeler de doğrulanır.
Küpe ve kolyelerde en kritik bölge, iğne, kanca veya kilit kısmıdır. Bu alanlar ince oldukları için genellikle daha sert metallerle desteklenir.
Gerçek altın ürünlerde bu destek metali, altın alaşımıyla uyumludur; iğne kırılmaz, kararma yapmaz ve ciltle temas ettiğinde alerji oluşturmaz. Ancak sahte veya düşük kaliteli ürünlerde:
İğne kısmı farklı metalden olabilir (örneğin çelik veya pirinç).
Birkaç kullanımdan sonra renk açılması veya kararma başlar.
Ciltte kızarıklık veya kaşıntı gibi alerjik reaksiyonlar görülebilir.
Bu nedenle küpe veya kolye satın alırken yalnızca ana gövdeye değil, kilit ve iğne kısmının damgasına da bakılmalıdır.
Zaman Kuyumculuk’ta bu parçalar ayrı test edilir; gerekirse ürünün bu bölümü yeniden rodaj veya kaplama ile yenilenir.
Altın takılarda kullanılan kaplama yöntemleri, ürünün hem fiyatını hem de dayanıklılığını doğrudan etkiler. Bu yöntemler arasında gold plated, gold filled, vermeil ve PVD (Physical Vapor Deposition) gibi türler bulunur. Gerçek altınla karıştırılmaması gereken bu kaplama çeşitleri, altın tabakasının kalınlığına ve taban metaline göre sınıflandırılır.
Kaplamalı ürünler, dış görünüş olarak masif altına çok benzer. Ancak zamanla aşındıkça altındaki taban metali ortaya çıkar. Bu yüzden “gerçek altın nasıl anlaşılır” sorusuna verilecek yanıtlardan biri de kaplama türünü doğru okumaktır.
Zaman Kuyumculuk gibi güvenilir kuyumcularda satılan ürünlerde, kaplama türü açıkça belirtilir; çünkü her kaplama türünün farklı bir kullanım ömrü, bakım gereksinimi ve fiyat aralığı vardır. Aşağıda en yaygın kaplama türleri ve farkları yer almaktadır.
Gold Plated (Altın Kaplama):
En yaygın ve en ekonomik kaplama türüdür. Ürünün yüzeyine ortalama 0,1–0,5 mikron kalınlığında altın tabaka elektrolizle kaplanır. Altındaki metal genellikle pirinç veya çeliktir. Renk parlak başlasa da birkaç ay içinde aşınma gösterebilir.
Vermeil:
Gümüş (sterling silver) taban üzerine yapılan altın kaplamadır. Minimum 2,5 mikron kalınlığa sahip olması gerekir. Gümüşle birlikte işlendiği için daha dayanıklıdır ve alerjik reaksiyon riski düşüktür.
Gold Filled (Dolgulu Kaplama):
Taban metalinin üzerine 5–10 mikron gibi kalın bir altın tabaka mekanik olarak preslenir. Gold plated’e göre 50 kata kadar daha dayanıklıdır. Zamanla aşınsa bile yüzey rengini uzun süre korur.
Kaplama türünü anlamak için mikron kalınlığı önemlidir: mikron değeri ne kadar yüksekse, ürün o kadar uzun ömürlüdür.
Kaplama ürünlerin ömrü, kullanım alışkanlıkları ve çevresel etkilere bağlı olarak değişir. Günlük kullanımda şu belirtiler sahte ya da kaplama altını ele verebilir:
Renk açılması veya matlaşma: Özellikle yüzeyin kenarlarında, ter veya parfüm temasının olduğu bölgelerde başlar.
Deride iz bırakma: Sahte ürünlerde metal oksitlenmesi sonucu yeşil veya gri lekeler oluşabilir.
Renk farklılıkları: Halkaların iç yüzeyi veya klips çevresi daha açık ya da koyu bir tona bürünebilir.
Bu durumlar, ürünün kaplama tabakasının inceldiğini ve alt tabanın yüzeye çıktığını gösterir. Gerçek altın ürünlerde ise böyle bir kararma veya renk açılması yaşanmaz.
Kaplama ürünler daha uygun fiyatlı olsa da, uzun süreli kullanımda periyodik olarak yeniden rodaj veya altın kaplama işlemi gerekebilir.
Zaman Kuyumculuk’ta tüm kaplama türleri şeffaf biçimde belirtilir, ayrıca her ürünün bakım süresi ve önerilen kullanım sıklığı ürün sayfasında paylaşılır.
Altın alımında sadece ayar ve ağırlık değil, ambalaj, sertifika ve üretici bilgileri de ürünün gerçekliğini kanıtlayan en önemli göstergelerdir. Özellikle yatırım amaçlı alınan gram altın, külçe ve ziynet ürünlerinde bu detaylar, ürünün orijinalliğini doğrulamak açısından kritik rol oynar.
Gerçek altın nasıl anlaşılır sorusunun yatırım tarafındaki cevabı, doğrudan bu belgelere ve ambalaj bütünlüğüne bağlıdır. Çünkü rafineri veya darphane onaylı ürünler, yalnızca belirli güvenlik unsurlarına sahip ambalajlarla satışa sunulur.
Zaman Kuyumculuk olarak tüm gram ve külçe altınlarımız, alanında uzman kuruluşlar tarafından onaylanmış rafinerilerden tedarik edilir. Her ürünün üzerinde seri numarası, üretici logosu ve ayar bilgisi yer alır. Ayrıca, ambalaj güvenliği ve fatura eşleşmesiyle birlikte satış sonrası doğrulama hizmeti de sunulur.
Gerçek bir külçe veya gram altının özellikleri şunlardır:
Vakumlu, yırtılmamış ambalaj
Seri numarası ve barkod/QR kod
Rafineri logosu (ör. Nadir Metal Rafineri, Heraeus, Istanbul Gold Refinery)
Ayar ve ağırlık bilgisi (ör. 24K, 1g, 2.5g, 5g, 10g)
Sertifika metni veya hologramlı güvenlik etiketi
Bu unsurların eksikliği, ürünün ambalajının açıldığını veya orijinalliğinin risk altında olduğunu gösterebilir.
Gerçek yatırım altınlarının ambalajları, rafineri tarafından tek kullanımlık olarak üretilir. Ambalajın herhangi bir şekilde kesilmesi, yırtılması veya yeniden kapatılması durumunda, ürünün orijinalliği sorgulanmalıdır.
Seri numarası, ambalajın ön yüzünde veya arka kısmındaki barkod alanında yer alır. Bu numara, rafineri sisteminden sorgulanarak doğrulanabilir. Bazı modern ürünlerde QR kod bulunur; kod tarandığında ürünün üretim tarihi, rafineri bilgisi ve gramajı görüntülenir.
Bir altın ürün satın alırken mutlaka şu kontroller yapılmalıdır:
Ambalaj üzerinde herhangi bir yapışma izi veya yıpranma var mı?
Seri numarası ile faturada yazan numara aynı mı?
Üretici logosu ve ayar bilgisi okunaklı mı?
Eğer ambalajda bozulma veya tutarsızlık fark edilirse, ürünü satın almadan önce profesyonel doğrulama yapılması gerekir.
Gerçek altın ürünlerin üzerinde daima rafineri işareti ve fineness (saflık) değeri bulunur. Türkiye’de yasal olarak satışta olan tüm yatırım altınları, Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü veya LBMA onaylı rafineriler tarafından üretilir.
Bu rafineriler arasında Nadir Metal, Atasay Rafineri, Istanbul Gold Refinery (IGR) ve Heraeus gibi markalar yer alır. Her biri ürünlerinde:
Marka logosu
999.9 (veya 995) saflık damgası
Ağırlık (örneğin 1g, 5g, 10g, 100g)
Seri numarası
bilgilerini açıkça basar.
Zaman Kuyumculuk’ta satılan tüm gram, külçe ve ziynet altınları, bu üretici bilgileriyle faturalı olarak sunulur. Böylece ürünün hem menşei hem de değeri resmî olarak belgelenmiş olur.
Altın fiyatı yalnızca ons değerine bağlı değildir; ayar oranı, işçilik, marka değeri ve piyasa dinamikleri de fiyatlamayı belirleyen önemli faktörlerdir. Dolayısıyla “gerçek altın nasıl anlaşılır” sorusuna yalnızca fiziksel testlerle değil, ekonomik farkındalıkla da yaklaşmak gerekir.
Altının temel fiyatı, uluslararası piyasalarda belirlenen ons altın değerine göre hesaplanır. 1 ons, yaklaşık 31,10 gram altına eşittir. Türkiye’de kullanılan fiyatlama modeli, bu ons değerinin güncel dolar/TL kuru üzerinden çevrilmesiyle oluşur. Ancak kuyumcu vitrinindeki fiyatın bundan daha yüksek görünmesinin birkaç sebebi vardır:
Ayar farkı: 24 ayar altın tamamen saf olduğu için, 22K, 18K veya 14K ürünlerde saflık azaldıkça gram fiyatı da düşer.
İşçilik: Takı ve mücevherlerde işçilik maliyeti (tasarım, montaj, taş işleme) eklendiğinden yatırım altınından daha pahalıdır.
Marka ve perakende farkı: Kurumsal markalar, garanti ve satış sonrası destek sunduğundan fiyat marjı içerir.
Vergi ve sertifika giderleri: Faturalı satışlarda KDV, sertifikasyon ve lojistik maliyetleri eklenir.
Zaman Kuyumculuk’ta her ürünün fiyat etiketi, gram altın fiyatı + işçilik + vergi oranı bileşenleriyle şeffaf biçimde hesaplanır. Böylece müşteri, neye ne kadar ödediğini açıkça görebilir.
Takı altınında gram fiyatı genellikle yatırım altınından yüksektir. Bunun nedeni, tasarım süreci, el işçiliği ve marka kalitesi gibi unsurlardır.
İşçilik payı, genellikle ürünün türüne göre değişir: zincir ve bileziklerde düşük, taşlı yüzük ve kolyelerde daha yüksektir.
Marka farkı, yalnızca tasarım değil, garanti, satış sonrası servis ve orijinallik güvencesini de içerir.
Alım–satım farkına “makas” denir. Yatırım altınında makas oranı genellikle %1–2 iken, takı altınında bu oran işçilik sebebiyle %10’a kadar çıkabilir. Bu nedenle kısa vadeli yatırım amacıyla gram altın tercih edilirken, uzun vadeli kullanım için takı altını hem estetik hem duygusal değer katar.
Altın alışverişinde fiyatın piyasanın çok altında olması her zaman dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Şüpheli ucuzluk çoğu zaman:
Düşük ayar veya kaplama ürün kullanımı,
Damga/fatura eksikliği,
Sertifikasız satış anlamına gelir.
Gerçek altın asla piyasa fiyatının çok altına satılamaz. Eğer bir ürün, güncel gram fiyatından belirgin şekilde ucuzsa, bu durum ciddi bir uyarı işareti olmalıdır.
Zaman Kuyumculuk’ta tüm fiyatlar, güncel piyasa verilerine göre otomatik olarak güncellenir; işçilik ve marka payı her ürün sayfasında açıkça belirtilir.
Altın alışverişi yalnızca estetik bir tercih değil, aynı zamanda yasal bir yatırım işlemidir. Bu nedenle, Türkiye’de her altın ürününün damga, fatura ve garanti belgesi ile satılması zorunludur. Bu belgeler, hem tüketicinin hem de satıcının haklarını korur.
Gerçek altın nasıl anlaşılır sorusunun cevabı, yalnızca fiziksel testlerle değil, bu resmi belgelerle de doğrulanır. Çünkü yasal mevzuata göre, ayar damgası ve üretici sorumluluk işareti taşımayan hiçbir ürün “altın” olarak satılamaz.
Türkiye’de bu süreci denetleyen kurum Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’dür. Kuyumcuların satışa sunduğu her altın takı veya yatırım ürünü, belirli bir standarda göre damgalanır ve kayıt altına alınır. Böylece ürünün saflığı, kaynağı ve üretici sorumluluğu yasal olarak belgelenmiş olur.
Zaman Kuyumculuk, tüm ürünlerinde bu standartlara %100 uyum gösterir. Her satışta müşteriye fatura, ayar bilgisi ve gerekliyse sertifika sunulur. Bu yaklaşım, sadece şeffaflığı değil, güvene dayalı uzun süreli müşteri ilişkisini de garanti eder.
Bir altın ürünün satış etiketi, yalnızca fiyat bilgisi içermez. Türkiye’de yürürlükte olan Kuyum Ticareti Yönetmeliği’ne göre aşağıdaki bilgiler ürün etiketinde veya satış belgesinde açıkça yer almalıdır:
Ayar (K veya ‰) değeri
Ağırlık (gram cinsinden)
Damga veya imalat damgası
Taş bilgisi (varsa)
Bakım veya rodaj notu (özellikle beyaz altın ürünlerde)
Fiyatın bileşenleri (gram + işçilik + vergi)
Bu bilgiler, hem vitrinde hem de fatura üzerinde yer almak zorundadır. Eğer bir ürün etiketsiz veya eksik bilgiyle satılıyorsa, o satış yasal değildir.
Zaman Kuyumculuk, tüm ürün sayfalarında bu bilgilere dijital olarak da yer verir; müşteriler online siparişlerde bile aynı şeffaflığa sahiptir.
Altın takılar uzun ömürlüdür; ancak rodaj, ölçü değişimi, taş yenileme gibi işlemler düzenli aralıklarla yapılabilir. Bu tür işlemler de servis kayıtlarıyla belgelenmelidir.
Her bakım veya tadilat işlemi, ürünün orijinalliğini etkilememesi için profesyonel şekilde yapılmalıdır. Çünkü yetkisiz müdahaleler, ürünün ayar dengesini bozabilir.
Zaman Kuyumculuk’ta yapılan her işlem sonrası:
Tarih ve işlem türü kayıt altına alınır.
Gerekirse yeni bakım sertifikası düzenlenir.
Ürün garanti kapsamındaki işlemler ücretsiz yapılır.
Bu kayıt sistemi sayesinde, ürünün geçmişine dair tüm bilgiler izlenebilir ve ikinci el değer tespitlerinde güvenilir bir referans oluşturur.
Her altın ürününüz için fatura ve bakım kayıtlarını saklayın; bu belgeler ürünün hem yasal kimliği hem de uzun vadeli değeri için çok önemlidir.
Zaman Kuyumculuk, müşterilerinin güvenini en yüksek seviyede tutmak için tam şeffaflık ilkesini benimser. Altın alışverişinde güven, yalnızca ürünün ışıltısıyla değil, doğrulama sürecinin açıklığıyla sağlanır. Bu nedenle mağazamızda her ürün; üretimden satışa kadar belgelenmiş, test edilmiş ve kayıt altına alınmış şekilde müşteriye sunulur.
Zaman Kuyumculuk’un doğrulama politikası üç temel prensibe dayanır:
Bilgi Şeffaflığı: Ürün sayfalarında yer alan her veri (ayar, gram, damga, sertifika vb.) belgelerle desteklenir.
Test Şeffaflığı: Mağazada yapılan testler, müşterinin gözü önünde gerçekleştirilir.
Sonuç Paylaşımı: Test sonuçları yazılı olarak müşteriye sunulur ve fatura/sertifika ile eşleştirilir.
Bu yaklaşım sayesinde, müşterilerimiz satın aldıkları her ürünün kimliğinden, saflık oranından ve menşeinden emin olarak işlem yapar.
Gerçek altın nasıl anlaşılır sorusuna Zaman Kuyumculuk’taki yanıt nettir: ölç, test et, belgele ve paylaş.
Zaman Kuyumculuk’un e-ticaret sitesinde yer alan her altın ürün sayfası, uluslararası kuyumculuk veri standartlarına göre hazırlanır. Bu sayfalarda şu bilgiler açıkça belirtilir:
Ayar (K veya ‰)
Gramaj
Damga fotoğrafı veya üretici bilgisi
Bakım notu ve tavsiye edilen rodaj periyodu
Ambalaj türü ve varsa seri numarası
Sertifika veya orijinallik belgesi
Bu bilgiler, hem kullanıcıya şeffaflık sağlar hem de Google’ın E-E-A-T (Experience–Expertise–Authoritativeness–Trustworthiness) yönergelerine uygun içerik yapısı oluşturarak SEO başarısını güçlendirir.
Zaman Kuyumculuk mağazalarında altın doğrulama süreci çok aşamalı bir test akışıyla yapılır:
Görsel Ön İnceleme: Damga, renk ve yüzey tutarlılığı kontrol edilir.
XRF Analizi: Temassız olarak metal bileşimi ve ayar oranı belirlenir.
Yoğunluk / Asit Testi (gerekirse): Ek doğrulama için ikinci aşama test uygulanır.
Sonuç Raporu: Elde edilen veriler, ürünle eşleştirilip müşteriye yazılı olarak sunulur.
Bu süreç, yalnızca satın alınan ürünler için değil; müşterilerin daha önce başka yerden aldığı ürünleri doğrulamak istediklerinde de ücretsiz olarak uygulanır.
Zaman Kuyumculuk’ta altın sadece satılmaz, aynı zamanda uzun ömürlü hâle getirilir.
Rodaj yenileme: Beyaz altın ürünlerde yılda bir kez önerilir.
Cilt uyumlu alaşım seçimi: Nikel alerjisi olan müşteriler için özel alaşım alternatifleri sunulur.
Parlatma ve ölçü tadilatı: Ürün formunu bozmadan profesyonel cihazlarla yapılır.
Kişisel gravür (kazıma) hizmeti: Hediye veya özel tasarım ürünlerde uygulanabilir.
Her bakım veya kişiselleştirme işlemi kayıt altına alınır; böylece ürün geçmişi hem garanti hem de değer açısından korunur.
Zaman Kuyumculuk, her müşterisine yalnızca bir altın değil, belgelenmiş bir güven sunar.
Altın alışverişi, hem yatırım hem de duygusal değer taşıyan bir süreçtir. Ancak bu süreçte güvenilirlik, yalnızca markaya değil, doğru kontrol adımlarının uygulanmasına da bağlıdır. Zaman Kuyumculuk olarak müşterilerimizin “gerçek altın nasıl anlaşılır” sorusuna pratik yanıt bulabilmeleri için, mağaza içi ve online alışverişlerde kullanılabilecek adım adım bir kontrol listesi hazırladık.
Bu kontrol listesi, altın ürünlerinin hem fiziksel hem de belge yönünden doğrulanmasını sağlar. Böylece satın alma öncesinde, ürünün ayar, sertifika, ambalaj ve fatura bilgilerinin tamamı güvence altına alınır.
Altın alırken şu beş aşamalı doğrulama zinciri uygulanmalıdır:
Damga ve ayar kontrolü (585, 750, 916, 999)
Sertifika veya fatura eşleşmesi
Ambalaj ve seri numarası incelemesi
Fiyat – gram – işçilik oranı karşılaştırması
Satıcı güvenilirliği ve iade/servis politikası
Zaman Kuyumculuk’ta bu sürecin her adımı şeffaf biçimde müşterinin gözü önünde gerçekleştirilir; hem mağazadan hem de online alışverişlerde aynı güven standardı korunur.
Mağaza içi alışverişte doğru sorular, olası riskleri en baştan önler. Bir ürün beğendiğinizde satış temsilcinize şu soruları mutlaka yöneltin:
Bu ürünün ayarı nedir ve damga nerede bulunuyor?
Altının test yöntemi (XRF/asit/yoğunluk) nasıl yapılıyor?
Fiyatın içinde işçilik oranı ne kadar?
Ürün için fatura ve garanti belgesi veriliyor mu?
İade veya tadilat koşulları nelerdir?
Bu sorular, hem satıcının profesyonelliğini hem de ürünün yasal uygunluğunu anlamanızı sağlar.
Zaman Kuyumculuk mağazalarında, bu soruların tamamı satış öncesi otomatik olarak yanıtlanır; her ürünün test sonucu, damga bilgisi ve fatura örneği müşteriye gösterilir.
E-ticaret sitelerinde altın alırken de fiziksel mağazada olduğu kadar dikkatli olunmalıdır. Gerçek altın nasıl anlaşılır sorusunun online yanıtı, ürün sayfasında sunulan belgeler ve görsel doğrulamalarla mümkündür.
Kontrol etmeniz gereken unsurlar:
Damga yakın plan fotoğrafı: Ayar değerinin (örneğin 585 veya 750) net göründüğünden emin olun.
Ambalaj ve seri numarası: Ürünün vakumlu paketlenip paketlenmediğini kontrol edin.
Fatura örneği ve sertifika bilgisi: Satış sonrası gönderilecek belgelerin önceden belirtilmiş olması gerekir.
Kargo ve hasar prosedürü: Ürün tesliminde açılmamış ambalaj ve kamera kaydı politikası varsa bu güvenilirliğin göstergesidir.
Zaman Kuyumculuk online mağazasında, her ürün sayfasında bu detaylar yer alır. Ayrıca, sipariş sonrası müşteriye gönderilen kargo kutusu; güvenlik bandı, fatura, sertifika ve test raporunu bir arada içerir.
Altın alışverişinde güven tesadüf değildir. Satın almadan önce bu kontrol listesini takip edin ve daima belgeli, şeffaf markaları tercih edin.
Altın alımında yapılan küçük hatalar, uzun vadede ciddi maddi kayıplara yol açabilir. Gerçek altın nasıl anlaşılır sorusuna doğru yanıt verebilmek için, altınla ilgili toplumda yaygın ama hatalı inanışları bilmek gerekir. Bu yanlış bilgiler genellikle kulaktan dolma ya da internet ortamında yanlış aktarılan test yöntemlerinden kaynaklanır.
Zaman Kuyumculuk olarak müşterilerimizi bu yanlış bilgilerden korumak için sık karşılaşılan hataları ve doğru bilgileri aşağıda derledik. Her biri, hem evde yapılan testlerde hem de alışveriş kararlarında dikkat edilmesi gereken önemli farklara işaret eder.
En sık yapılan yanlışlardan biridir. Gerçek altın manyetik değildir, evet; ancak bu, mıknatısın çekmemesi durumunda ürünün kesinlikle gerçek olduğu anlamına gelmez.
Bazı sahte ürünler, altın görünümlü pirinç, bakır veya paslanmaz çelik karışımlarından üretilir ve bunlar da manyetik değildir. Yani mıknatıs testi yalnızca ön eleme niteliğindedir; sonuç vermez.
Gerçek altın ürün, mıknatıs testinin yanı sıra mutlaka damga, yoğunluk veya XRF analizi gibi yöntemlerle de doğrulanmalıdır.
Bir başka yaygın yanılgı da, 24 ayarın (999‰) her zaman en iyi veya en güvenilir altın olduğu düşüncesidir. Saf altın en değerli formdur; ancak bu, her kullanım için uygun olduğu anlamına gelmez.
24K altın çok yumuşaktır, kolay çizilir ve formunu kaybeder.
Günlük kullanımda 22K veya 18K altın çok daha dayanıklıdır.
Takılarda 14K tercih edilmesi, hem sağlamlık hem fiyat açısından dengeli bir çözümdür.
Dolayısıyla “en yüksek ayar = en iyi altın” denklemi her zaman doğru değildir. Önemli olan, kullanım amacına uygun ayar seçmektir.
Beyaz altın, adından dolayı birçok kişi tarafından doğal olarak beyaz renkte sanılır. Oysa beyaz altının rengi, saf altına nikel veya palladyum eklenmesiyle elde edilir. Ayrıca yüzeyin parlak görünmesi için üzerine rodaj (rhodium kaplama) yapılır.
Rodaj zamanla aşındığında altının altındaki hafif sarımsı doğal tonu ortaya çıkar. Bu durum ürünün sahte olduğu anlamına gelmez; yalnızca rodaj tabakasının yenilenmesi gerektiğini gösterir.
Gerçek beyaz altın, damgasında 585, 750 veya 916 gibi saflık değerlerini taşır ve Zaman Kuyumculuk bakım servisinde rodaj işlemi orijinal malzemelerle profesyonel şekilde yenilenir.
Yanlış test yöntemlerinden kaçınmak ve altın ürünlerinizi güvenle doğrulamak istiyorsanız, Zaman Kuyumculuk uzman ekibinden destek alabilirsiniz.